ŞAİRKULDAMAD
Ana Menü

Çevrimiçi Kullanıcılar
Çevrimiçi Ziyaretçiler: 1

Çevrimiçi Üyeler: 0

Toplam Üye Sayısı: 2
En Yeni Üye: Murat-yuksel

Bizi Takip Edin
Bizi şu ağlardan takip edebilirsiniz :

NEME GEREK GEL GÖR BENİ ELA GÖZLÜM SENDE GEL MUAMMA ARPALAR ŞAŞTIM KALDIM

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » DENEMELER » ADETİN BÖYLESİ

ADETİN BÖYLESİ

 



Bizim Irza emmi gene neşeli ve şakrak bir şeyler anlatıyor du.Dinleyenler de onu heyacalı ve merakla dinliyorlardı görünüşe göre. Hani beni dinlemedi demesin der gibi bende yaklaştım yanına sohbetini dinleyeyim diye  yalan olmasın ama onun sohbetlerini sevdiğim kadar birazda sohbetlerine merak etmekteyim.
   Nesini sorarsın Bizim bu mahallenin sohbet emmisinin sohbetleri de bir başka oluyor.Hani bazen çıkmaz sokaklardan bile sıyrılıp yol bulabilen birisi.
   Ne kadar tahsili az ise de hayat tecrübesi veya yaşamın verdiğ bir güçle kendini yetiştirmiş görülüyordu  Irza emmimiz.
   Sohbetin tam başında olamamıştım.Ama sohbetin tam koyulaştığı onun coşmuşluğunu yakalamış haldeydim.
Irza Emmi,
--  Komşular kırk yılın üzerinde memleketten uzak yaşadım.İnanın bazı Türkçe kelimeleri bile unutmuşluğum var.Bazı görenek adet  ananeleri de yaşarken  anlıyor hatırlıyorum. Demek ki  diyorum biraz da yaşlılık  bela olmaya başlamış bana.bir çok şeyin unutmuşluğunu yaşamaya başlamışım.
   Eskiden çalışırken emekli olmadan yıllık izinlerimin bir kısmını vatanımdan uzakta geçiriyordum.Bir kısmını da vatanımda kullanıyordum.Gel velekin bana veya bize verilen izinler o kadar kısa idi ki,bir izinde başımızı kaşıyacak vakit bulamıyorduk.Üstelik sağdan soldan duyduklarımıza da pek önem verip kayda almıyorduk. Ama emekli olunca bizde izin denen şey bitti.Gayrı izin değil tatil yapıyoduk.Bu da beş altı yedi ay veya daha fazlası oluyordu.
   İyi bir şeydi,senenin yarısını vatanda, yarısını ikinci vatan da geçirmemiz.Kış aylarını oralarda yaz aylarını da vatanımızda ekseri  vilayetimizde  ilçemiz de veya köyümüzde geçirmeye çalışıyorduk.
  O kadar hasret özlem dolmuşum ki,inanın ilçem de veya köyüm de her kime rastlasam sarılıp öpeceğim geliyordu.Herkesi kendime eş dost biliyordum. Kolay değil efendiler tam kırk iki yıl bu zaman.Ne demek kolay değil,kırk iki yıl bu  kolay değil.
  Her neyse emekli olunca eşimle dostumla daha fazla görüşmeler  selamlaş- malar  gelip gitmeler fazlalaşmıştı.Hani ben kırk yıl dışarda kalmamla Türkçeyi unuttum der iken,şimdi yaşadığım bazı olayları  gençlik dönemim de   hiç yaşamamıştım. Burada en önemli dikkatimi çeken şey dostluklar azalmış. Toplu edilen sohbetler yok olmuş  gibi.Gidip gelmeler neredeyse kesilmiş"eğer çok derin hısımlıklar varsa ayrı şey".insanların insana bakış açıları bile değişmiş. Ama asansörde ama merdivende rastladığına selam ver tanrının selamı alınmıyor.Yukarıdan gelen kişi  selam vermiyor,inanın hal hatır dahi edilmiyor..
   Ne bileyim öyle haller öyle durumlar var ki,insan eskileri hatırlayınca kendi kendine bir mahcubiyet bir utanma yaşıyor.
   Ha şurada beyan etmek istediğm önemli gördüğüm bir başka hal var. Efendiler Altmışını bulmuş biri  olarak ilk kez son izinlerde ve emekli olduğum zamanlarda yaşadım bu olayları. Ama inanın hala aklım fikrim bir türlü çözümüne ermiyor.Bilmiyorum sizler de  bunlara dikkat ettiniz mi?.

   Bir dostumun yanına gittim,yüzüme dahi bakmadı herhalde çay ısmarlama- dan çekindi. Ben ikimize sabah çayı söyledim afiyetle içti.Helali hoş olsun.Bu sıra kendi yüzümü okşar gibi yaptım sakalım epeyce büyümüş,saçlarım da uzamış  olduğunu fark edince
--  Ya Murtaza  tanıdığın iyi bir berber yokmu bir traş bari olayım dedim.Ne dese iyi,
--  Olmaz olur mu Hacı emmi,arka sokakta  bizim köylü berber var,ona  git emme "amma" Beni Köylün Murtaza yolladı kendisine de selamımı söyle.Sağ ol deyip yanından ayrıldım dediği berberi buldum,kimse de  yok  imiş  o sıra, köylüsü Murtaza selam söyledi beni de sana  o yolladı deyiverdim.Valla dedim ama berber efendi selamı bile almadı.traşım bitti borcumu ödedim.Hayat bu devam ediyordu.Aynı sezon bir başka yerde.
    Bir  şirket  bürosunda bir kaç kişi oturuyoruz, ortalık biraz alevlenir gibi oldu,fırsat bilip,
--  Yahu yakup, bana bir iki bel kemeri lazım,şöyle tavsiye edebileceğin iyi kemerciler var mı?
--  Olmaz olur mu Rıza emmi,falan sokağın orta yerine vardığında Kayışçı oğulları diye bizim tanıdıklar var,iyi kaliteli  kemerleri vardır. Yalnız beni  köylüm Yakup  kalaycı yolladı  de, ayrıca selamımı  söyle.
--  Selamın başımın üstüne deyip ayrıldım bürodan.Üşenmeden gittim dediği Kayışçı oğullarına.Selamı aldılar güler yüz gösterdiler.Üç kemer beğendim benden doksan liradan fazla para istediler.Ama iyi pazarlıkçı olduğumdan olacak doksan liraya uyuştuk  satın aldım kemerleri.Oysa ki aynı kemerlerin tanesi diğer tüccarlarda yirmi lira civarındaymış.
Gene böyle üç beş arkadaş ilçemizin çay  bahçesinde sohbet ediyorduk. Zaman yayla zamanı olduğundan bize bir küçük naçak veya bir balta lazımdı. O gün akşama  köye gitmem gerekti,onun için aklımda ki bu balta nacak işini halletmeliydim diye düşünüyordum.  Çay bahçesinde ki arkadaşlara,
--   Yahu komşular bize bir balta veya bir nacak lazım,bildiğiniz tanıdığınız bir iyi demirci  biliyormusunuz?. İçlerinden biraz godaman sayılanı kara Davut
-- Ne  demek bu da sorulur mu,ilçemizin meşhur demirci ustası Hasan Ali usta var doğru ona git.Onun iyi malları vardır.Ha unutma benim yolladığımı  söyle,
  Tam lafı bitti bitmedi uzun lakaplı Lütfü,
--  Hacı dayı sen bırak Hasan Ali ustayı.  Sen doğruca   eski demircilerden    Memişe git benim yolladığımı söyle bak görersin taltıfleri  bile hoş olur.
   Baktım benimle konuşan ve beni kendi bildikleri kişilere selamlarıyla kendilerinin yolladıklarını söyleyen bu insanlar oldukça ciddiler.Kendilerine fazla bir şey söylemeden yanlarından ayrıldım.
   Başladım bu insanların bana söylediklerine. Benim yolladığımı ve selamım söyle demek ne oluyordu.Haydi selam, Allah'ın selamıydı.Üstüne  basa basa  benim  yoladığımı söyle demek, neyin nesiydi,bir türlü anlayamadığımdan dolayı başladım düşünmeye.sağını solunu,altını üstünü  düşün, inanın bir çıkmazda kaldım gittim.Ama ben kendi bilmediğim demirciye gidip işimi gördüm.Fakat hala bana göre bir bilmece olan bu selam  bu adet  düşünme günlüğümün bir parçası sayıyorum.Hayırlısı Allah'tan.....


                                                                                   01 Haziran 2014 Pazar Sincan

Yazar tinmaz - August 03 2014 2238 Okunma · Yazdır

Table 'sairkuldamaddb.fusion3t695_share_table' doesn't exist
Üye Girişi
Kullanıcı Adı

Parola



Parolanızı Mı Unuttunuz?
Buraya Tıklayın

En Son Makaleler
Ali Bayram
MANİLER
KÖROĞLAN
KORONA “ Covid-19”
GÜZELİM

Kısa Mesajlar
Mesaj göndermek için giriş yapmalısınız.

tinmaz
yazılmış 20 kitabım var yardımcı olacak bir yayın evi arıyorum.