Sen İnsanoğlu; Ve Ben. Bu dünyanın bu gün emanet misafirleri, bu günü  fani yaşayıp  yarının da  gelip geçicileriyiz. Bu gün varız yarın yokuz. Varlığımız gibi yokluğumuz da gerçek hakikat.Bu miad dönemini sağ duyu üzerine biraz incelersek,bir çok gerçeklerin farkına varmış oluruz.Görüşler  böyle...
       Sen  İnsanoğlu;  Şuna inanıyoruz,biz dünyaya İslam  geldik mümin  olarak yaşamımıza devam ediyoruz.Belki ayrı dinin mensuplarıda yazımı okuyabilirler.Memnun ve mutlu olurum.Zira her yazımlar bir ibret verici olacağını kabul görüyorum.Bu yüzden sadece insanlığa hitap etmek benim emelim benim muradım.Bundan dolayı hangi din veya dinsiz olursa olsun bu dünya yaşamında bir şeyler yapma gayreti içinde olmamız hayırlı ve başarılı olur diye düşünüyorum..En önemlisi  İslam dinine mensup olup iman sahibi olmak dünyalığın ve yarı Mahşerin en önemli manevi kazancı olacaktır, bunu bilinçli bir şekilde kabul etmek biz insanoğlu için çok önemli.
                                                    
        Sen İnsanoğlu; ilk doğum  günümüz de aç olduğumuz için ağzımızı sonuna kadar açtık,bizi doyursunlar  diye.Ve bir ömür boyu hep doyunmak doymak için çalıştık cabalayıp uğraş verdik."tüm canlılar gibi" Sadece karnımız doymuştu ama gözümüz son yolda bile aç kalaçak!. Kısacası dünyaya nasıl aç geldiğimize inanıyorsak, hala gözü aç gideceğimize de kabul görelim.O zaman yapılacak durum, madem ki doymayacağız doyurulamayacağız,geliniz  o zaman yarı Mahşer günü  için bazı şeyler yapalım,hiç olmazsa bu dünyadan biri buradan gelmiş geçmiş işte  izi desinler. Tabii bunun karşılığı biz doymasakta aç olanlara yardım edip onların hayır rızalarını kazanmamız gerek. Belki biz bu gün tokuz veya yarı açız,  tok olanlar bu   mihvelde olurlarsa işte insanlığın değerli bir görevini yapmış, dahası yapılmış olur İnşallah.
     Sen İnsanoğlu; Kitapların  alimlerin doğrultusun da,yüce "Mevla dünyaya bir Halife!" yaratıp indireceğim dediği anda,bütün Melekler de bir heyacan bir kaygı bir  şüphe hasıl oluğunu beyan etmişler.Burada daha  derin açıklamaya fazla  bilgim yok.Yalnız Yüce Rabbimiz biz İnsanları, dünyanın onarılması için  bizlerin yaratılmasını ön gördüğünü yazıp söylüyorlar.
   Gerçekten ilk çağdan bu günkü modern dediğim bu çağa kadar insanoğ- lunun yaptıklarına bakarsak,malesef haddinden fazla dünya da bir onarım  görüyoruz. Teknik denen şey aldı başını gidiyor. Biz insanoğlunun  maharetinden  dolayı.Ama bu tekniğin elbette bizlere çok mu çok zararları olacak, oluyorda. Ama hiç olmazsa gücümüz dahilinde bu hususta da birşeyler yapmağa çalışalım hem insanlık,hem de dünyamız için.
    Bu gün hepimizin kayıtsız şartsız kabul ettiğim tek şey, hepimizin fani olması.Bir gün ecelle ölümü tatmamız  olacaktır.Pekiyi yüce Rabbimizin emirleri Rabbimizin istekleri  Rabbimizin arzusu ne idi.Sağ duyu içinde  bize yalan bir mekan olan yalan dünya dediğimiz bu alemi onarıp düzeltmek değil mi? evet öyle.Pekiyi bize verilen bu görevleri ne yaptık,ne kadar onlarla ilgilendik. Onların düzenine ne kadar katkıda bulunduk.Bulunduğumuz emeller,Rahmani mi!,Şeytani mi!?  Hepimizin cevabı elbette Rahmani olacaktır. Hem de olmalı zira biz insanoğlu için en değerli hazine en değerli emel yaptıkalrımızın Rahmani olması. Zira yarın Ahirette veya mahşer günü bu yaptıklarımız emel defterimizde beyan edilmiş olacağına göre.işte dünya varlığımızın yarın ki Mahşer  sermayesi bu günkü  bu dünya da işlemiş olduğumuz bu emellere   bağlı.
     Madem ki yapmak onarmak düzeltmek fiillerini işlemek üzere hasıl olduk,o zaman bir şeyler yapmak için biraz kıpırdamamız gerekiyor. Yapmak fillinin ilk kademesi,çok önemli.Öncelikle bizleri yoktan var eden yüce Mevla'nın emir ve şartlarını yerine getirmemiz gerekiyor. Mevla'mızın emri,O'na kulluk etmek O'na  inanmak varlığını tanıyıp inanmak, Kulluk görevlerimizi aksatmadan yerine getirip,vermiş olduğu her türlü varlığına, yokluğuna  şükretmemiz gerekiyor.
        Sen İnsanoğlu;Yapmamızın devamı olan Yüce Mevla'nın emri üzerine gücümüz dahilinde hayır hasenet  geliyor.Bunun ilk sırası insanlığa insanca davranıp insan gönüllerinin selameti huzuru mutluluğu için hoşnutlukla onları  hoş görüp hoş tutup onları mutlu etmek için uğraş vermemiz gerekmektedir. Zira biz birbirimiz için yaratılmışlığı kabul etmemiz muhakkak.Nasıl bu  insan bizi doğmamıza sebep oldu ise,son günde gene bize en güzel hizmeti insan verecektir.Nasıl insanlar kainatta en üstün varlık iseler, insanlara  en üstün vasıflı  manevi  hizmet vermemiz gerekmektedir.Bunun için de birazca fazla uğraş verip bazı görevlerimizi zamanında işlememiz gerekiyor.
     Sen insanoğlu;Bütün din kitaplarının kabul gördüğü "temizlik imandandır" cümlesine bizim dış bakışımızdan bakarsak hiç bir şekilde uygulanmayan bir hal olduğundan, bu söz sadece Camii imamlarının söyleyişi ve kitaplara kağıtlara yazılımı kayıt kalan bir durum gibi görünüyor.Burada sen ben demiyeceğim.Zaten satırbaşında kullandığım "sen insanoğlu" yeterli oluyor.
  Bu vatanımızı kanla canla savaşla mücadele ile kazanıp bizlere emanet eden atalarımızın bizlerden isteği bu mu idi ki?,Bu vatanımızı bu kadar hor kullanıyoruz. Onların taaa Malazgirtten,kosovadan kocatepeden Çanakkaleden daha saymakla bitmeyecek kadar çok olan savaşlarının nedenleri bizlere güzel bir vatan bırakmak için savaşmadılar mı,kanlarını döküp canlarını  vermediler mi?  Ya bizler şimdi ne yapıyoruz,öncelikle sene de bazı günler bunların bayramını yapıyoruz.Nerede?elbette önce pislediğimiz alanlarda sonra kirlettiğimiz sokaklarda dahası yüzüne bakılmayacak kadar  kirlettiğimiz Caddelerimizde.Niçin bayram yapıyoruz?Bayramların özelliğine inanarak o gün bayram yapıyoruz.Ama bir pislik bir kirlilik içinde.Kim pislikleri kirlilikleri yapan,Elbette biz insanoğlu.
  İnsanoğlu bu kadar vatanına milletine ulusuna baştaki yönetimlerin bu kadar vurdum duymaz olamaz,gerçekten olamaz.Vatanımızın hangi köşesine hangi yöresine gidersek gidelim her taraf insanı ikrah ettirecek kadar pislik içinde.
   Acaba diyorum elindeki pisliği yere kıyıya köşeye atmak bir marifet mi?. Acaba biz insanoğlunun yararlanması için yapılan hizmetleri kırıp dökmek bir marifet bir özellik mi? Ha demek oluyor ki,dış güzelliğimizi dış konuşmalarımız sadece kendimizi kandırmak için oluyor.Zira her şeyin sevgi saygı hürmet diye verilen nasihat ve  derslerin sadece birer gösteri olmasına imkan yok iken,biz insanoğlu hala bildiğini yanlış telefuz eden,bilgisizce okuyan yanlış tatbik eden kişiler isek,bizim için en büyük suç en büyük günah en büyük sorumsuzluktur. Unutmayalım...
Sen İnsanoğlu; Bizlere verilen görev ve vazifelerimizden biri de,hayırlı evlatlar yetiştirip vatana millete devlete,daha  değerlisi dünyamıza yararlı  faydalı evlatlar yetiştirmemiz gerekmektedir.Bu gün hayatta olan bizlerin mazileri ne olursa olsun,önemli olan bizlere nasip olan evlatlarımızın en iyi en güzel en hayırlı bir şekilde yetiştirilmelerini sağlayıp,ebeveynlik görevlerini dört dörtlük yapıp yüce Mevla'mızın  farzına  şartına uygun kişiler olmamız çok önemli. Tabii ki böyle hayırlı bir evladın yetişmesin de en büyük rol,onları peydah ettiğimiz kadar vereceğimiz önemde çok önemli.Onları aç açık bırakma- mak.Onların geleceğini garantiye almamız için hem dini hem milli eğitim vermemiz şart. Onların belki eğitim durumu istediğimiz kıvançta olmaya bilir.Fakat onların en azından helalinden bir rızk kazanmalarını sağlayacak bir sanat sahibi yapmamız daha faydalıdır. Hani ne demiş atalarımız,"Akıllı (hayırlı) evlat ne eder baba malını,cahil(hayırsız) evlat ne eder baba malını" Şöyle özetler isek biri baba malına mal katar veya muhtaç olmasa da kendi düzenini kurabilir.Ya hayırsız  evlat,bir zaman sonra har vurup harman savurup, satıp savurup sonu hiçrana varabilir. İşte bunların daha iyi daha yararlı olacağını düşünerekten onların geleceğinin  kurtarmak için tüm imkanlarımızı kullanıp birer hayırlı evlat yetiştirmemiz çok önemli....
  Sen İnsanoğlu; Hayır hasenatin bir çok yönleri var.Bunları bir  ömür boyu gerektiği zamanlarda gerektiği gibi yerine getirmemiz  gerekmiyor mu?.Hem dünya için hem  Ahret için önemli olanlardan başta geleni,dünyamızın daha güzelliği için,tüm canlıların yaşamına büyük katkı sağlayan,şu ağaçlandırma  işleri.Evet sağ duyu tezinde hem yaratan, hem de canlılar,  hem şu fani dünyamızın  iyiyliği selameti için gücümüz dahilinde bolca ağaç dikip yetiştirmeye önem vermemiz gerekmiyor mu?.Zira bir çok Hadisi Şerifte de beyan edildiği gibi dikeceğimiz  meyaveli ama meyvesiz her ağaç bize manen güç verdiği gibi, dünyalık bir gururumuz olurken, Yeşeren her ağacın yeşilliği manevi gücümüz olacak, Yetiştirdiğimiz her meyveli  ağacın her tadımı emel defterimize bir sevap bir sadaka olarak kayıt olurken,meyvesiz deyip geçtiğimiz   o ağacın gölgesi bile bu doğada  çok işe yarar halleri var.Önemli olan ağacı dikip yetiştirmek.
      Sen İnsanoğlu; Hayır hesenat üzerine ilklerden önde gelenlerin başında elbette dünya canlılarına yararlı olacağını bildiğimiz  su işlerini sayıyorum. Varlığın devamının üçüncü kademesi olarak kabul görülen su,  yapılanların en değerlisidir. Dünyamızda ki tüm canlı mahlukatı ilgilendiren onların yaşamlarına katkı olabileciğini peşinen kabul ettiğimiz su  durumu hepimizin bu işe önem verip hizmette kusur etmeden yararlı şekilde  çalışmalar yapıp hayır hesenatın daha yerli yerince olduğunu kabul görüp, manen de kendimiz de bir güç olacağına inanmamız yeterli olacaktır.Belki bu yaşam boyu ummadığımız bir variyete erişmiş olabiliriz.Variyetimizle öğünüp kimliğimizin dışına taşmış da olabiliriz.Ama Emel defterimizi bu gün düşünmez dünya varlığının şehvetine kapılırsak aldanmış olduğumuzu anlayacağız.Ama iş işten geçtikten sonra. Üstelik bu yalancı variyetin  yarın varislerimizi başka şekillere sokabileceğini aklımızdan çıkarmamız lazım.Zira İnsanoğlu tarihine şöyle bir göz atarsak böyle  olayların nicelerini görmüş nicelerine tanık olmuşuzdur.Ama yapabileceğimiz bir kaç hayır hesanatın, başında akıtacağımız bir damla suyun nerelere nelere yararlı olacağını gayet iyi biliyor ve anlıyoruz.Yarına emel defterimizde bizimle olacağına şek şüphe yok.Bu da hem dünyamız da hem de tüm canlı mahlukat için manevi bir güç büyük yarar olacağına da inancımız  tamdır.
       Sen  İnsanoğlu; Evet bu gün varız yarın yokuz  dedik.Bu amaçla bu gidişle bir şeyler yapıp etmemiz gerekiyor.Ha şunu unutmuş değilim.Her insan zengin veya varlıklı değildir suali aklımıza gelebilir.Ama insan olarak güçlü kuvvetli akıllı fikirli ve mahlukatın en hayılısıyız bu dünya için.Ha bunun için bir şeyler yapmamızın gerekli olduğunu düşünüyorum.Gücümüzün haddince  yapmamız gereken o kadar çok şey var ki,boş geçmememiz gerek.